Başarının Sırrı
Psikolog Münteha Güreş
Hepimiz istiyoruz ki bir şeyler hemen olsun, isteklerimiz hemen gerçekleşsin, bir şeyler yaptığımızda hemen karşılığını alalım. Bu yaptıklarımız da devede pire oluyor tabii ki. Birçoğumuz rahatlığa alışmamızdan kaynaklı olarak istiyoruz ki yorulmadan pek çabalamadan işleri yoluna koyalım ve kazanç sağlayalım. Küçük bir hamlemizde bile büyük karşılıklar alacağımızı zannediyoruz, beklentimizi yükseltiyoruz ve umduğumuzu bulamayınca da haliyle hayal kırıklığına uğruyoruz. Bazen şu koskoca evrende bir pirinç tanesi kadar yer kapladığımızı unutarak yaşıyoruz bu hayatı. Zannediyoruz ki çok çalıştık, çok sorumluluklar yüklendik birçok önemli işi başardık. Sonrasında da emeğimizin karşılığını misliyle almayı hak görüyoruz kendimize. Peki hiç baktık mı kendimize ne kadar emek harcadık diye ya da hiçbir işten alacağımız kazancı düşünmeden, bunu önemsemeden gayretle çalışmaya yönelip bizden isteneni gerçekten hakkıyla yerine getirdik mi diye?
Sanıyorum ki bu devirde birçok kişinin aklından bunlar geçmiyor bile. Evet kazanç elbette önemli evet insan çaba gösteriyorsa bir şeyler kazanmayı, başarı elde etmeyi elbette ister, bu çok normal ama biz hangisini daha ön plana koyuyoruz, çalışmayı mı kazancı mı? İşte kendimize sormamız gereken soru bu aslında. Asıl yapılması gereken; sonuca hiç odaklanmadan, elinden gelenin en iyisini yapabilmek, o an sadece üretime devam etmek, birilerine faydalı olabilmek için emek harcamak, daha da ustalaşmak için büyük bir sabırla işe devam etmek ve azimli olup bu başladığımız yoldan geri dönmemek..
İşte biz işin ‘bana ne kadar verilecek, az mı kazanacağım yoksa çok mu’ kısmına takılmadan ‘ben ne yapabilirim, benim üstüme düşen nedir’ kısmına geçip bu şekilde düşünebilirsek işte o zaman başarının sırrını bulduk demektir, başarı burada gizlidir. Diğer türlü düşündüğümüzde hem olduğumuz yerde kalmaya, hem de hayal kırıklığına uğramaya devam ederiz bu da elimizde kalanın az olmasına ve zamanla ne yazık ki mutsuz ve şikayetçi biri olmamıza sebep olabilir. Ama insan her zaman sonuca yöneldiğinden beklentisi hep başkalarından olduğundan dolayı bir yandan da mutsuz olmaya mahkum oluyor. Halbuki kişi kendi benliğini ortaya koyması, kendi işine odaklanması gerekirken aklı fikri ay sonunu düşünmek de oluyor ne yazık ki. Eğer bizler yeterli özveriyi gösterebilirsek, unutmayalım ki verilen emeklerin, gösterilen sabrın, hoşgörülü olmanın bize her zaman kazandıracakları vardır. Bugün değilse de yarındır ama illaki vardır..